22 Ekim 2017.
Bahçeşehir Üniversitesi’nde, Yeni Medya Uygulamaları dersinin bu haftaki konuğu, çok yönlü gazeteciliği ile ön planda olan Yavuz Oğhan oldu.
Kendi deyimiyle klasik medyacılığa, 1993 yılında televizyon haberciliğiyle başlayan Oğhan, şu günlerde Sputnik’de yaptığı radyo ve internet yayıncılığına geliş sürecinden bahsetti. Yıllarca haber müdürlüğü ve temsilcilikler yapan Oğhan, CNN’deki haber koordinatörlüğü görevinden 2011 yılı seçim sürecinden önce istifasını verdiğini söyledi. Seçimden birkaç gün önce o dönemin başbakanıyla yaptığı gerilimli röportaj sonrasında, medya sektöründe iş bulmakta zorluk çektiğini dile getirdi. Görevinden ayrılmasının yaptığı bu röportajla bir ilgilisinin olmadığını da belirtti. O işin çok mesai gerektirdiğini ve artık yorulduğunu sözlerine ekledi.
“Habere odaklandığım yerdeyim…”
Yavuz Oğhan, bugünlerde Rusya’ya ait Sputnik haber ajansında yayın yapıyor. İşinden bahsederken; 24 yıllık meslek hayatında en rahat hissettiği ve kendisini daha iyi ifade edebildiği, dengeleri en az düşündüğü ve sadece habere odaklanabildiği iki buçuk yıl geçirdiğini söyledi.
Sputnik’de radyo yayını ile başladığı programını daha sonra YouTube’dan yayınlamaya karar verdiğini ve bunun sebebinin, tek başına yayın yaparken bu şekilde onlarca insanla beraber olduğunu ve herkesin yorum yaparak dâhil olabildiği şeklinde açıkladı. Çok değişik bir yayın tecrübesi edindiğini ve oradaki izleyici profilinden çok memnun olduğunu vurguladı.
“Haber televizyonlarının hayal bile edemeyeceği rakamlar…”
Türkiye’deki siyasi konjonktürün her şeyi etkilediğini söyledi. İnsanların yaşamlarını, eğitimlerini ve hatta ekonomiyi değiştirdiğini ekledi. Bu durumun kimine göre iyi kimine göre kötü etkilediği konusunda kimsenin şüphesi olmadığını belirtti. Medyaya da getirdiği etkiler nedeniyle, farklı arayışların ortaya çıktığını belirterek, “Merkez medyada kendine yer bulamayanlar, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, söyleyeceklerini başka mecralardan söylemeye başladı.” dedi.
Yeni medyanın, çok iyi değerlendirilmesi gereken bir alan olduğuna severek takip ettiği meslektaşını hatırlatarak dikkat çekti. Oğhan, kendisinin dışında örnek gösterdiği o isim; Ünsal Ünlü’ydü. Bir haber kanalının gündüz saatlerinde, reyting ölçülerine göre izleyen sayısının yaklaşık 10 bin kişi olduğunu ifade etti. Oğhan şöyle dedi:” Ünsal Ünlü’nün Facebook ve Youtube’da yaptığı yayınla, koskoca haber televizyonlarının izleyebildiği insan sayısının yarısına tek başına ulaşıyor.”
Medya nereden geldi nereye gidiyor?
Yavuz Oğhan kendi penceresinden habercilik tarihini nasıl gördüğünden bahsetti. Eskiden de bugünde en önemli olan noktanın doğru habercilik yapmak olduğuna değinen Oğhan, rahmetli usta gazeteci Mehmet Ali Birand’dan bahsetti. Birand ile çalışma fırsatı bulmuştu kendisi. Birand’ın mesleği uğruna yeri geldiğinde dayak yediğini, yeri geldiğinde patronlarla kavga ettiğini ama hiçbir zaman içinden vazgeçmediğini söyledi. Şimdi gelinen noktada, gazetecilerden haber talep edilmediğini belirtti. Kendisinin bizzat duyduğu medya sektöründe yaygın olan bir talimatın varlığından söz etti. “Patronu kızdırmayacaksınız kardeşim!” bu söylemin baskısı üzerinizdeyken, yeri geldiğinde 12 veya 14 saatlik yayınlar yapıldığını söyledi. Bu yayınlarda yüksek mercileri kızdırmamak ve neye koşacağını bilememenin çok zor olduğunu da ekledi.
Kendi dönemindeki en önemli örneklerden birisinin ODA TV davası olduğunu ifade eden Oğhan şöyle konuştu: “ Çalışanları ceza evine konan Oda TV olayı döneminde, bir hafta boyunca bu mesele bizim tarafımızdan yayınlarda hep sorgulandı. Şunu biliyorduk; patron, yöneticiler ve hatta siyasiler kızacak ama onlar kızana kadar biz gazetecilik namusunu kurtaralım derdindeydik. Şimdilerde iki taraf içinde böylesine hassas davranılmadığını görüyorum. Patronlar bugünü kurtaralım ve kazanalım derdindeler, diğer tarafta çalışanlarda bunu kavramış şekilde günü atlatmanın derdindeler.”
Oğhan, en azından vicdanı ve gazetecilik namusunu kurtarma noktasının aşılmasıyla bugün geldiğimiz noktayı gördüğünden bahsetti. Türkiye’de gazetecilerin sahip olduğu bir kurum bulmanın zor olduğunu söyleyen Oğhan, artık gazetecilerin sahip olduğu bir zemin olarak yeni medyayı gördüğünü tekrar hatırlattı.
Rusya-Türkiye medya politikası
Rusya’ya bağlı haber ajansında yayın yapan Oğhan, onların kendi medyasına karşı çok fazla baskıcı olmasına rağmen bugüne kadar hiçbir haberine veya konuğuna karışmadıklarını belirtti. Oğhan; Rusya’da cezaevinde bulunan, hatta öldürülen gazetecilerin olduğunu ve sırf haber yaptığı için aforoz edildiğini söyledi. Sistem olarak, Türkiye’de tartıştığımız konunun bu olduğunu öne sürerken şu sözüyle dikkat çekti;”Türkiye batılı mı yoksa doğulu mu?” Yavuz Oğhan sözlerini şöyle tamamladı: “Bana göre Rusya doğulu bir devlet. Demokrasi farklı algılanıyor orada. Biz gazeteci olarak bağımsız iş yapabilelim. Kafamıza takılan bir konu olduğu zaman mecbur kabul etmek zorunda kalmayalım, sorgulamaya devam edebilelim. Farklı fikirler veya sorunlar çıktığında dikkate alınsın ve biz sadece bu farklı fikirler yüzünden aforoz edilmeyelim. İşimizle bizi kimse tehdit etmesin. İstediğimiz şey, demokrasiden kastımız bunlar. Türkiye geçmişte bugüne göre daha az sorunlara sahipti ve daha çok işleyen bir sistemdi. Rusya’daki sistem kötünün de kötüsü. Bizim gitmek istemediğimiz nokta burasıdır.”
“Tarafsızlık hikâyedir.”
Tarafsızlığın acayip bir tartışma olduğunu belirten Oğhan, konuyu bir örnekle anlattı. “Bir iş yapıyorum, dar bir alana hitap ediyorum ama düzgün yapıyorum. Açılışta söylediğim o cümleyle, bir olaya yaklaşımımla ya da haberleri seçerken istemeden tarafımı belli etmiş oluyorum.” dedi. Oğhan, tarafsızlığa dair ne yapmaya çalıştığından bahsederken, farklı düşünen insanlarında aynı anda orada bulunması için çaba sarf ettiğini ifade etti. Her şeyin başının vicdan olduğunu ve tarafsızlığın hikaye olduğuna inandığını sözlerine ekledi.
Yavuz Oğhan’dan genç gazetecilere tavsiye
Genç arkadaşlara tavsiye veren Yavuz Oğhan, yeni medyanın günümüzde çok önemli noktalara geldiğini belirtilerek, şunları söyledi: “Televizyon ve gazete haberciliğinde nitelik arayışının azaldığını görüyorum. Daha fazla kendinizi ifade edebileceğini ya da gazetecilikten keyif alabileceğiniz mecralara artık ağırlıklı olarak internet üzerinden yani, yeni medya dediğimiz yerden olacak. Sizler için yeni iş alanı açıldığını söylemek mümkün. Bu alanı çok iyi değerlendirmeniz gerektiğini düşünüyorum.”
Comments